Blog'a Dön
Travmanın Epigenetik görsel
Psikobiyoloji12 Eylül 2024

Travmanın Epigenetik Yolculuğu

Zeynep İdil • 12 Eylül 2024

Travmanın Epigenetik Yolculuğu

Travma, bireyin fiziksel veya duygusal bütünlüğünü tehdit eden ve ruhsal yapıda derin izler bırakabilen deneyimlere verilen tepkidir. Son yıllarda travmanın yalnızca bireysel değil, kuşaklar arası bir yankı oluşturabileceği fikri hem bilimsel literatürde hem de popüler kültürde (Zeytin Ağacı gibi yapımlarla) görünür hale geldi. Bu tartışmanın merkezinde epigenetik mekanizmalar yer alır.

Epigenetik Temel

Epigenetik; DNA dizilimini değiştirmeden gen ifadesini kalıcı ya da yarı kalıcı biçimde etkileyen süreçleri inceler. DNA metilasyonu ve histon modifikasyonları gibi biyokimyasal işaretler; stres, beslenme, toksinler veya yoğun duygusal deneyimler tarafından şekillenebilir. Travmatik yaşantılar özellikle stres yanıtını düzenleyen genlerin üzerinde “ayar” değişikliklerine yol açabilir.

Nesiller Arası Aktarım Olasılığı

Holokost’tan sağ kalan ailelerde gözlenen artmış stres duyarlılığı veya bazı savaş ve göç sonrası topluluklarda görülen kaygı örüntüleri; epigenetik değişimlerin ebeveynden çocuğa biyolojik bir aktarım ihtimalini gündeme taşır. Hayvan modellerinde de erken dönem stresinin sonraki kuşakların davranışsal ve fizyolojik stres yanıtını modüle ettiği gösterilmiştir.

Toplumsal Katman

Kitlesel travmalar (savaş, yerinden edilme, kıtlık) yalnızca bireysel ruh sağlığı değil; kolektif hafıza ve toplumsal iyileşme süreçlerini de etkiler. Epigenetik perspektif, toplumsal destek ve adalet mekanizmalarının neden uzun vadeli koruyucu etkiler yaratabileceğini biyolojik bir zemine oturtur.

Müdahale ve Umut

İyi haber: Epigenetik işaretler katı kader değildir. Psikoterapi, güvenli ilişkiler, düzenli uyku, hareket, besleyici çevre ve duygu düzenleme pratikleri nöroendokrin eksen üzerindeki yükü hafifletebilir; bazı epigenetik işaretlerin esnek doğası bu nedenle umut vericidir.

İyileşme; maruz kalınanı silmek değil, organizmanın yeniden uyum kapasitesini artırmaktır.

Son Söz

Travmayı yalnızca “geçmişte olan” bir kesit değil; biyopsikososyal bir süreç olarak görmek, hem kişisel hem toplumsal iyileşme için daha derin, daha şefkatli stratejiler üretmemizi sağlar.

İçe Bakış – Psikoloji & İyilik Hali Yazıları